Çeviri Sürecinde Değişen Roman Adları
Çeviri Sürecinde Değişen Roman Adları
Edebi bir tür olan romanların çevirileri incelendiğinde, kaynak metin ile İngilizce çevirisi arasında bazı farklılıklar görürüz. Bu farklılıklar, bize bazen yapılmış olan çeviriyi şaşkınlıkla sorgulatsa da bilmeliyiz ki çeviri, bir kaynak metnin başka bir dilde yeniden üretilmiş bir kopyası değildir. Bu yüzden çevirmenler, editörler veya yayınevleri içerik hakkında bilgi sahibi olup gerekirse uyarlama yaparak kitabın adının nasıl çevrilmesi gerektiğine karar verir.
Çeviri sonrasında, metinlerin iki halini kıyaslayarak okursak metin boyu karşımıza birçok şaşırtıcı ve sorgulatan farklılık çıkacaktır. Adlarını inceleyebileceğimiz, İngilizceye çevrilmiş olan birçok Türkçe eser bulunuyor. Orhan Pamuk, Ahmet Hamdi Tanpınar, Elif Şafak ve Orhan Kemal eserleri ile uluslararası anlamda tanınmış Türk yazarlara örnek olarak verilebilir.
Bu eserlerden çoğunun adı olduğu gibi çevrilmişken adı çeviride değişmiş olan romanlar da bulunuyor. Örneğin, Pamuk’un bazı kitaplarının adları sözcüğü sözcüğüne aktarılmış ve şu şekilde çevrilmiştir:
Masumiyet Müzesi- The Museum of Innocence (2009)
Çevirmen: Maureen Freely
Benim Adım Kırmızı- My Name is Red (2001)
Çevirmen: Erdağ M. Göknar
Yeni Hayat- The New Life (1997)
Çevirmen: Güneli Gün
Kara Kitap- The Black Book (1994)
Çevirmen: Güneli Gün
Beyaz Kale- The White Castle (1991)
Çevirmen: Victoria Holbrook
Bu romanların çevirilerinde herhangi bir değişime ihtiyaç duyulmazken Elif Şafak’ın İngilizce dilinde yazdığı The Architect’s Apprentice romanı Ustam ve Ben şeklinde çevrilmiştir (2013, Omca Korugan). Bu romanda neden Mimarın Çırağı değil de Ustam ve Ben başlığının tercih edildiğini anlayabilmek için romanın içeriğine bakmamız gerekiyor. Okumuş olanlar bilir, roman Mimar
Sinan’ın çıraklarından birisinin yaşadıklarından bahsetmektedir. Kitap adının orijinal hali ile çevirisi arasında anlamsal olarak büyük bir farklılık bulunmamakla birlikte Mimar Sinan ile çırağı düşünülünce Ustam ve Ben başlığının içeriği oldukça iyi yansıttığı söylenebilir.
Çevrildiğinde adı birebir kalmış eserlere örnekler çoğaltılabilir. Pınar Kür’ün Bir Deli Ağaç romanı A Crazy Tree (Ruth Christie, 2017) diye çevrilirken Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanının adı A Mind at Peace (Erdağ Göknar, 2011) olarak çevrilmiştir. Tanpınar, bir röportajda romanına bu adı verme sebebini “Çünkü huzursuz bir dünyada yaşıyoruz. Çünkü insan kendisiyle barışık değil…” şeklinde açıklıyor. The Los Angeles Times, eseri “Türk olmayan okurlar için esere hâkimiyet çok daha zor…” diyerek değerlendiriyor. Romanın içeriğine baktığımızda, baş karakterin kendisini ‘huzur’a kavuşturacak bir ‘iç nizam’
aradığını görüyoruz. Bu esas konuyu göz önünde bulundurarak bu şekilde bir çeviri yapıldığı söylenebilir.
Türk edebiyatının çok daha eski eserlerinin de seçme hikayeler başlığı altında çevirileri bulunuyor. Örneğin Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinden bazı kısımlar çevrilerek bir kitap oluşturulmuş, adı Selected Stories of Seyahatname (Havva Aslan, 2014) olmuştur. Seyahatname kelimesi için İngilizce dilinde karşılık bulunabilecekken çevirmen bu şekilde bırakmayı tercih etmiştir. Aynı şekilde Karagöz ile Hacivat hikayelerinin çevirisi Selected Stories of Hacivat and Karagöz (Havva Aslan, 2014) başlığı ile yayımlanmıştır. Hacivat ile Karagöz özel isim olduğundan bu kapak için başka bir çeviri pek mümkün değilken Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig, Selected Parts of Kutadgu Bilig (Havva Aslan, 2014) adı ile yayınlanmıştır. Eserin çevirisinde anlamından bir şey kaybetmemesi için İngilizce nazım kalıpları içine sokulmaya çalışılarak nesre çevrilmiştir. Kutadgu Bilig, ‘mutluluk veren bilgi’ olarak günümüz Türkçesinde karşılık buluyor. Çevirmenin bu karşılığıyla çevirmesi mümkünken orijinalliği korumak isteyip anlamını araştırmayı okuyucuya bırakmıştır.
Araştırmacıların bir kısmı iyi bir çeviri yapılabilmesi için çevirmenin ana dilinin orijinal metin ile aynı dilde olması gerektiğini savunurken bir kısmı ana dilin erek dil olmasının yapılacak çeviriyi o dile daha uygun olacağını iddia etmektedir. Yapılmış çevirilerde görüldüğü gibi iki durumda da çevirmenler çeviri aşamasında zorlu bir süreçten geçerler ve kapsamlı araştırmalar sonucu çevirilerini yaparlar. Bu süreçte de her zaman romanların orijinal adının birebir çevirileri kabul gören bir tercih olmayabiliyor.
Görsel Kaynak
https://www.goodreads.com/book/show/6282753-the-museum-of-innocence
https://openlibrary.org/books/OL15582272M/My_Name_is_Red
https://www.amazon.com.tr/New-Life-Orhan-Pamuk/dp/0571326080
https://www.amazon.com.tr/Black-Orhan-Pamuk-Maureen-Freely/dp/1400078652
https://www.amazon.com.tr/White-Castle-Orhan-Pamuk/dp/0571309690
https://www.amazon.com.tr/Architects-Apprentice-Elif-Shafak/dp/0241970946
Çok faydalı bir yazı olmuş, bu konu zaten günümüzde çok tartışılan (Bizzat kendim de tartıştığım bir konu) olduğundan mütevellit böyle net açıklayıcı bir yazı bulabilmek çok sağlıklı ve faydalı oldu. Teşekkür ederim…
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederiz. Yazarımızın bu yorumdan çok memnun kaldığını bilmenizi isteriz.