Çeviriye Farklı Bir Bakış ya da Babil’de Çevirmen Olmak

Çeviriye Farklı Bir Bakış ya da Babil’de Çevirmen Olmak

‘”İletişim, anlaşmazlıklar üzerine bir uzlaşıdır.’’

    Yazıma başlarken ilk çıkış noktam üniversitenin son yıllarında aklıma gelen bu söz oldu. Tartışmaya oldukça açık olan bu söz, kesin bir aydınlanmaya yol açmaktan öte birçok soru işareti yarattı. Yazıyı yazarken de bu sözün üzerinden ilerleyerek sorular sormaya çalıştım.

    Hayatımız boyunca çeviri her zaman karşımıza çıkar ve farkında bile olmadan zihin dünyamıza dokunur.

    Çocukluğumuzda severek okuduğumuz birçok masal ya da dinlediğimiz efsaneler hep birer çeviriye dayanır ve bizlere, dil dünyası bize benzer kişiler tarafından kazandırılmıştır. Küçük yaşlardan itibaren duyduklarımız, zihnimizde bir dünya oluşturur ve o dünyanın hayali pek çok düşünceye kapı açar. Ancak, aynı dil dünyasından gelsek konuşsak bile dilin yansımaları her birimizde farklı yerlere dokunur.

    Söylediklerimizin ve yazdıklarımızın birbirimizle aynı olması, bizi aynı dili konuşuyor yapsa da aynı şeyi ifade ettiğimiz anlamına gelmez. Dilin ortaya çıkışıyla ilgili efsaneler de biraz buna değinir aslında.

    Dil bilimciler veya her birimiz için büyük bir gizem ve yüzlerce teori taşıyan dilin ortaya çıkışından Babil Kulesi efsanesinde şöyle bahsedilir: Refah ve zenginlik içindeki Babil halkı, yaratıcıya ulaşmak için çok büyük ve uzun bir kule yapmaya karar verir ve işe koyulurlar. Ancak bir gün öyle bir şey olur ki Tanrı’ya kule yaparak ulaşmaya çalışan Babil Halkı, Tanrı tarafından cezalandırılır ve hepsi birbirinin anlayamadığı şekilde farklı bir dil konuşmaya başlar. Dün birbirleriyle sırlarını paylaşanlar artık birbirini anlayamaz hâle gelmiştir.

    İşte bu efsaneyi dinlerken tam şu soruları sorabiliriz: Birbirimizi bu kadar yakın tanıyorken birden farklı bir dil konuşmaya başlamak bizi birbirimizden uzaklaştırır mı? Bence bu sorunun cevabı için hayatınızda daha önceden çok önemli bir yere sahip olan ama şu an yollarınızın ayrıldığı kişileri düşünebilirsiniz. Hatta bu durumun aynı dili konuşurken yaşandığını da kendinize hatırlatabilirsiniz.

    Bir diğer önemli soru ise şu: Babil’in ilk çevirmeni kimdi? Böyle bir ortamda kim kendini ortaya atıp bu sorumluluğu üstlendi? Hatta bu lanetin Tanrı’dan geldiğini kabul edersek, bu lanete ilk kim meydan okudu? Ya da bu karşı koyma aslında Tanrı’ya karşı başka bir Babil Kulesi girişimi miydi?

    Şimdi bu soruları bir efsaneden alıp farklı bir duruma karşı soralım. Biz bir şey söylediğimizde, söylediklerimizin anlamları üzerinde de hâkim olabilir miyiz?

    Bu soruya bir cevap vermek gerekirse muhtemelen cevabımız hayır olur. Çünkü bir kez sözlü ya da yazılı olarak ortaya koyulan mesajın anlamlandırılmasını, tamamen karşı tarafın yorumuna bırakırız.

    Ben bu soruyu ilk kez duyduğumda, geçmişte yaşadığım anlaşmazlıklar gözümde canlanmış ve bir anda anlaşılmanın ne denli zor olduğunu fark etmiştim. Bunun nedeni ise konuşmamızla birlikte, kendi içimizde kurguladığımız anlam üzerindeki tüm otoritemizi kaybetmemiz. Muhatabımız, bizden, kendisine ulaşan mesajlar doğrultusunda, kendi yaşam tecrübesi ve birikimiyle onu yeniden anlamlandıracak ve şekillendirecektir.

    Peki, durumun böyle olduğunu kabul edersek, çevirmen kimdir ve böyle bir kabul altında ne yapabilir?

    Kesin bir cevap veremeyiz ama şunları söyleyebiliriz: İletilmek istenen mesajları ne şekilde ortaya koyarsak koyalım muhatabımızın zihninde her biri farklı şekillerde anlam bulacaktır. Örneğin, “ev” kelimesi sözlükteki tanımıyla bizlere uzlaşmak adına bir anlam sağlar, ancak “ev” kelimesinin anlamlandırılması her bir zihinde farklı şekilde olacaktır. Bu nedenle, uzlaşabilir olduğumuzu kabul edebiliriz ancak uzlaşıyor olmamız bizim tam olarak anlaşabiliyor olduğumuzu gösterir mi, tartışılır.

Referanslar:

  • https://www.youtube.com/watch?v=putUbVM0it4&ab_channel=OMNIBUS
 

Görsel Referanslar:

  • https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/f/fc/Pieter_Bruegel_the_Elder__The_Tower_of_Babel_%28Vien
    na%29__Google_Art_Project__edited.jpg/1200pxPieter_Bruegel_the_Elder__The_Tower_of_Babel_%28Vienna%29__Goog
    le_Art_Project_-_edited.jpg

Author

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

4 Comments
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Beytullah Dağlı

Oldukça keyifli bir yazı ve düşündürücü bir sorgu. Sevgili dostum aklına ve zihnine sağlık 👌🏻

Batuhan Kalınbacak

Bu düşünce yapısının inşaasında oynadığın önemli rol için ben de sana teşekkür ederim dostum.

Seval Babacan

Dil, iletişimin temel taşı olsa da anlamın kişisel yorumlarla şekillendiği bir alan. Yazı, Babil efsanesinden yola çıkarak çevirinin bu dinamik yapısını etkileyici bir şekilde sorguluyor. Anlamın tekilliği mümkün mü sorusu, hem çevirmenlerin hem de okurların üzerinde uzun uzun düşüneceği bir tartışma alanı açıyor. Kaleminize sağlık.

Batuhan Kalınbacak

Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim, okurlarda karşılık bulması sevinç verici.

4
0
Would love your thoughts, please comment.x
()
x