Çeviri Edebiyattan Sevgi Temalı Alıntılar ve Bir Okurun Çeviri Denemeleri

Çeviri Edebiyattan Sevgi Temalı Alıntılar ve Bir Okurun Çeviri Denemeleri

Herkese merhaba, ben Helin. Aşağıda okuduğum kitaplardan bende iz bırakan üç alıntıyı göreceksiniz. Bu üç alıntı, içlerinde acı ve tatlı yönleriyle sevgi temasını barındırıyor. Can Yayınları’na ait olan bu üç kitabı herkes okumalı. Öncelikle José Mauro de Vasconcelos’tan Şeker Portakalı, ilk defa ilkokuldayken okuduğum bir kitap. Daha sonra ortaokulda ve lisede tekrar tekrar sıkılmadan okudum ve her okuyuşumda farklı yönlerini gördüm. Neredeyse tüm cümlelerinin altını çizerek okuduğum ve çok sevdiğim bu kitaba bu yazıda yer vermemek olmazdı diye düşündüm. Bu kitabın küçük bir kısmını kendi kalemimden sizlerle paylaştığım için çok mutluyum. İkinci kitap, Antoine de Saint-Exupéry’den Küçük Prens, çok tatlı bir kitap olmasıyla gönlümde taht kurmuştur. Bu yazı için alıntıya ihtiyacım olduğunda aklıma ilk Küçük Prens gelmişti. Sizler için en sevdiğim alıntıyı seçtim ve kendi duygularımı katarak çevirdim. Son olarak ise Emily Brontë’den Uğultulu Tepeler adlı kitap, okuduğum en iyi aşk temalı kitaplardan biridir. Yazıda ele aldığım tema sevgi olunca, bu kitaptan not aldığım etkileyici bir alıntıyı seçtim. Aşağıda seçtiğim alıntıların hem İngilizce hem de Türkçe metinlerini ve hemen altlarında kendi yorumum ve duygularımı katarak yaptığım çevirimi bulabilirsiniz. Keyifli okumalar!

Hello everyone, I am Helin. Below, you will see three quotes that impress me among the books I have read. These quotes have the theme of love with its ups and downs. Everyone should read these books by Can Yayınları. Firstly, My Little Orange Tree by José Mauro de Vasconcelos is a book that I read for the first time when I was in elementary school. Then, I read it over and over again in middle and high school without getting bored, and I saw different aspects of it every time I read. I thought I should include this book, which I loved very much and underlined almost all its sentences, in this article. I am very happy to share a small part of this book with you from my pen. The second book, The Little Prince by Antoine de Saint-Exupéry has enshrined in my heart because it is a very sweet book. When I needed a quote for this article, this book came to my mind. I have chosen my favorite quote for you and translated it by adding my feelings. Finally, the book Wuthering Heights by Emily Brontë is one of the best love books I have read. Since the theme in the article is love, I chose an impressive quote that I took note from this book. Below you can find Turkish and English versions of the quotations and my translation that I added my own comments and feelings. I wish you a pleasant reading!

My Little Orange Tree (Şeker Portakalı), Jose Mauro De Vasconcelos – Can Yayınları

“I couldn’t stop thinking about him. Now I really knew what pain was. Pain wasn’t being beaten unconscious. It wasn’t cutting my foot on a shard of glass and getting stitches at the pharmacy. Pain was this: my whole heart ached, and I had to carry it to the grave. I couldn’t tell anyone my secret. Pain sapped the strength from my arms, my head; I didn’t even want to turn my head on the pillow.”

Türkçe Çeviri (Emrah EMRE):

“Onu düşünmekten kendimi alamıyorum. Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değil bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.”

Benim Çevirim:

“Onu düşünmeden yapamıyordum. Artık acı denen duygunun ne olduğunu
gerçekten biliyordum. Acı çekmek; şuurunu kaybedene dek dövülmek, ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak gibi bir duygu değildi. Acı bende bir gönül yarası açtı ve onu mezara kadar taşımak zorundaydım. Kollarım ve başımda birazcık olsun güç bırakmadı; başımı yastıkta bir yandan diğer yana çevirmek bile istemiyordum.”

Seçtiğim alıntıların hem İngilizce hem de Türkçe metinlerini ve hemen altlarında kendi yorumum ve duygularımı katarak yaptığım çevirimi bulabilirsiniz.
Keyifli okumalar!

Le Petit Prince (Küçük Prens), Antoine de Saint- Exupéry-

“If some one loves a flower, of which just one single blossom grows in all the millions and millions of stars, it is enough to make him happy just to look at the stars. He can say to himself, ‘Somewhere, my flower is there . . .’ But if the sheep eats the flower, in one moment all his stars will be darkened . . . And you think that is not important!”

Can Yayınları

Türkçe Çeviri (Cemal SÜREYYA & Tomris UYAR):

“Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğumuz için yeterlidir. ‘Çiçeğim işte şunlardan birinde,’ deriz kendi kendimize. Ama bir de koyunun çiçeği yediğini düşün, bütün yıldızlar bir anda kararmış gibi gelir. Bu mu önemli değil?”

Benim Çevirim:

“Eğer bir insan milyonlarca yıldızın içinde büyüyen tek bir çiçeği seviyorsa sadece yıldızlara bakmak onu mutlu etmek için yeterli olacaktır. Yıldızlara bakarken kendi kendine ‘Çiçeğim orada bir yerlerde…’ diyebilir. Ama koyun çiçeğini yerse işte o zaman birdenbire tüm yıldızları kararıverir… Ve sen bunun önemli olmadığını mı düşünüyorsun?”

 

Wuthering Heights (Uğultulu Tepeler), Emily Bronte- Bordo

“You said I killed you- haunt me, then! The murdered do haunt their murderers, I believe. I know that ghosts have wandered on earth. Be with me always- take any form- drive me mad! Only do not leave me in this abyss, where I cannot find you! Oh, God! It is unutterable! I cannot live without my life! I cannot live without my soul!”

Siyah Yayınları

 

Türkçe Çeviri (Osman ÇAKMAKÇI):

“‘Beni sen öldürdün,’ demiştin, öyleyse peşimi bırakma! Öldürülenler, öldürenlerin peşlerini hiçbir zaman bırakmazlar sanırım. Yeryüzünde dolaşan hayaletler olduğunu biliyorum. Sen de hep yanımda ol… Dilediğin kılığa gir… Çıldırt beni! Ama seni bulamadığım şu uçurumun karanlığında bırakma! Hey ulu Tanrım! Anlatılır gibi değil bu! Ben cansız nasıl yaşarım! Ruhsuz nasıl yaşarım!”

Benim Çevirim:

“Seni öldürdüğümü söylemiştin – o zaman peşimi bırakma! Maktullerin, katillerinin peşini bırakmadıklarına inanırım. Biliyorum, hayaletler dünyada geziniyorlar. Sen hep benimle ol – istediğin kılığa bürün – deli et beni! Sadece beni, seni bulamadığım bu uçurumda bırakma! Ah, Tanrım! Kelimeler kifayetsiz! Hayatım olmadan ruhum olmadan ben yaşayamam!”

 

Görsel Kaynak

https://www.canyayinlari.com/seker-portakali-9789750738609?seq=1WcSijMjSCW8x_WzQVBRFQ&seqtxt=%C5%9Feker%20portakal%C4%B1

https://www.canyayinlari.com/kucuk-prens-9789750724435

https://www.bordosiyah.com.tr/kitap/ugultulu-tepeler-emily-bronte-9786052223697

 

Author

5 1 vote
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

1 Comment
Oldest
Newest Most Voted
Inline Feedbacks
View all comments
Emine

Edebi akıcılığını her iki dilde de sürdüren zevkli bir yazı olmuş, emeğinize sağlık.

1
0
Would love your thoughts, please comment.x
()
x