Türk Kültürünün ve Edebiyatının Çeviri Yoluyla Uluslararasılaşması: İnce Memed I’in İngilizce Çevirisi Üzerine Bir İnceleme
Türk Kültürünün ve Edebiyatının Çeviri Yoluyla Uluslararasılaşması: İnce Memed I’in İngilizce Çevirisi Üzerine Bir İnceleme
Çeviri, bugünün küreselleşmiş dünyasında kritik bir alan teşkil ediyor. Kültürel farklılıkların çeviriyi çeşitli biçimlerde etkilediğini biliyoruz. Kültür, geniş ve karmaşık bir kavramdır; insan deneyimleri ve davranışlarının geniş bir yelpazesini kapsar. Sanat, edebiyat ve müzikten; inançlar, değerler ve sosyal uygulamalara kadar her kavramı içerir. Kültür; kimliklerimizi şekillendirir, bakış açımızı etkiler ve çevremizdeki dünyayı anlamamıza yardımcı olur. Farklı kültürleri anlamak, günümüzün birbirine bağlı dünyasında daha önce hiç olmadığı kadar önemlidir. Kültürel alışveriş, anlayışı teşvik etmek ve farklı topluluklar arasında köprü kurmak için güçlü bir araçtır. Farklı kültürleri öğrenerek vizyonumuzu genişletebilir, kendi yaşamlarımız ve deneyimlerimiz hakkında yeni bakış açıları geliştirebiliriz.
Türk kültürü, binlerce yıllık zengin bir tarihe sahiptir. Son yıllarda Türkiye, edebiyatıyla uluslararası alanda adını daha yoğun şekilde duyurmaya başlamıştır. Doğu ve Batı kültürlerinin etkisiyle harmanlanan Türk edebiyatı, Türk yazarlarının ve yayıncılarının yurtdışında eserlerini tanıtmaları sayesinde dünya çapında popülerlik kazanmaktadır. Uluslararası anlamda tanınmış Türk yazarlardan biri olan Orhan Pamuk, 2006’da aldığı Nobel Edebiyat Ödülü’nün yanı sıra birçok uluslararası ödüle de sahiptir. Eserleri, onlarca dile çevrilmiş ve dünya genelinde milyonlarca insan tarafından okunmuştur. Başka bir dikkate değer yazar Elif Şafak’tır. Romanları kimlik, kültür ve sosyal adalet konularını ele alır. Kitapları elliden fazla dile çevrilmiştir; böylelikle Şafak, Türkiye’nin başarılı ve çok okunan yazarlarından biri haline gelmiştir.
Eserleri farklı dillere çevrilen ve Türk edebiyatının dünyada yeniden canlanması sağlayan yazarlardan bir diğeri ise Yaşar Kemal’dir. Edebiyatımızın önde gelen yazarlarından biri olan Yaşar Kemal, kullandığı canlı betimlemeleriyle köy romanına farklı bir soluk getirmiştir. 1923 yılında, Osmaniye’nin Hemite köyünde doğan Yaşar Kemal, çocukluğunun büyük bir kısmını ailesinin çiftliğinde çalışarak ve köy okuluna giderek geçirdi. Aynı zamanda, her zaman edebiyata ilgi duydu ve genç yaşta yazmaya başladı. Yaşar Kemal’in edebi kariyeri, 1950’lerde ilk romanı İnce Memed ile başladı. Roman, büyük bir başarı kazandı ve Yaşar Kemal hızla Türkiye’nin önde gelen yazarlarından biri olarak kabul edildi. Yaşar Kemal kariyeri boyunca kırktan fazla roman, öykü ve deneme yazısı yazdı. Bunların birçoğu Türkiye’nin kırsal kesimlerinde geçen çiftçilerin, çobanların ve diğer işçi sınıfından insanların hayatlarını anlatan eserlerdi. Yaşar Kemal’in edebi başarıları, Türkiye’de ve uluslararası alanda birçok ödülle taçlandırıldı. İlki 1973 yılında olmak üzere pek çok kez Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Yazarın uluslararasılaşmasına katkı sağlayan eserlerin başında İnce Memed I (Memed, My Hawk) gelmektedir. Eser, kırktan fazla dile çevrilerek Türk kültürünü dünyayla buluşturmuştur. Bunun yanı sıra, Teneke, Yer Demir Gök Bakır, Akçasazın Ağaları, Yılanı Öldürseler, Dağın Öteki Yüzü, Ölmez Otu ve Binboğalar Efsanesi gibi bilinen ve birçok dile çevirisi yapılan eserleri de bulunmaktadır. Yaşar Kemal, 2015 yılında 91 yaşında hayata veda etmiştir. Edebi, aktivist ve çevreci kimliğiyle bıraktığı mirası ile dünyayı adil ve eşit bir yer haline getirmeye çalışan yazarlar ve aktivistler arasında yerini almıştır; böylelikle herkes için ilham kaynağı olarak kalmıştır.
Yaşar Kemal’in edebi alanda ve dünyada sesini duyuran en ünlü eseri İnce Memed’dir ve bu eser Türk edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. Zengin bir toprak ağasının baskısına karşı köyünü korumak için eşkıyaya dönüşen genç bir adam olan Memed’in hikayesini anlatır. Roman, Türk toplumundaki sosyal ve ekonomik eşitsizliklere güçlü bir eleştiri getirir. Eserin dünyada tanınıyor olmasını Amerikan yazar ve şair Édouard Roditi’ye ve Yaşar Kemal’in ilk eşi olan Thilda Kemal’e borçluyuz. Eser, 1961 yılında Memed, My Hawk ismi ile İngilizceye ve sonraki yıllarda da kırktan fazla dile çevrilmiştir.
Alanyazında, Türk edebi eserlerin İngilizce çevirilerine olan kültürel bakış açısıyla ilgili araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Uluslararası anlamda en çok bilinen Türk romanlarından biri olan bu eserle ilgili herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu yüzden, eserin Roditi tarafından yapılan çevirisindeki kültüre özgü kavramların İngilizcede yeniden yaşatılmasının nasıl sunulduğunu irdelemek amacıyla bir inceleme yaptım. Bu inceleme sonunda alanyazın adına önemli sonuçlar elde ettim. Yaşar Kemal’in tüm eserlerinde olduğu gibi İnce Memed I’de de kültüre özgü kavramların yoğunluğu ve Adana-Osmaniye yöresine
ait diyalekt farklılığı dikkat çekmektedir.
Bu incelemede, kaynak metnin Yapı Kredi Yayınları (YKY) 20. baskısı ve erek metnin New York Review Books tarafından 2005 yılı baskısından yararlanılmıştır. Çalışmamda, kültüre özgü kavramları eserdeki kategori yoğunluğuna istinaden ‘ekoloji, yer adları, insan adları, kurgusal karakterler, günlük yaşam, ağız’ ve ‘atasözü-deyim’ başlıkları altında inceledim. Bu kategoriler kapsamında, Lawrence Venuti’nin ‘yerlileştirme ve yabancılaştırma’ kavramları makro strateji olarak Javier Franco Aixelá’nın kültüre özgü kavramları mikro strateji olarak kullanılmıştır. Kültüre özgü kavramların kategorilerinden sunacağım birkaç örnekten hareketle İnce Memed I çevirisindeki kültürel yansımaların Türk kültürünü ne doğrultuda temsil ettiğini ve eserin çevirisini bütün olarak ele aldığımızda Venuti’nin bakış açısıyla nasıl bir sonuca vardığımı sizlere açıklamak istiyorum.
Bu konu üzerine bazı köşe yazılarım oldu, son zamanlarda konuşulan konular arasında zira. İnsanlık var oldukça insan çevirmenler de olmak zorundadır. Makineler, insanlara yalnızca yardım ederek fayda sağlıyor, makinelerden, robotlardan korkmamızın sebebi belki de çok sevdiğimiz bilim kurgu filmleri. Makine çevirilerinin hakkını yememek lazım. Günlük temel ihtiyaçlarda bir turist için hayat kurtarıcıdır. Çeviri eylemi, içerisinde yalnızca sözcükleri değil duygu ve düşünceleri, kültürü ve inançları da taşımaktadır. Duygularımızı robotlara anlatmak şu anda pek mümkün görünmüyor.
Belirlediğim kategoriler arasında öne çıkan örneklere sahip kategorilerden biri ‘ekoloji’ oldu.. Çünkü Yaşar Kemal İnce Memed I’de yaşadığı coğrafyanın doğasını betimlerken özgün örneklerle zenginleştirmiştir. Örneğin bu coğrafyada yetişen, dikenli ve kaktüse benzer bir yapıya sahip olan ‘eşek inciri’; bölgesel ve kültürel bir isim almıştır. Roditi, bu ifadeyi ‘wild figs’ ile karşılamayı tercih etmiştir ve mutlak genelleme stratejisini (absolute universalization) kullanmıştır. Bir diğer çarpıcı örnek ise yer isimlerini sınıflandırdığım ‘yer adları’ grubundan. Bu bölümde, eserde sık sık ismi geçen, İnce Memed’in köyü ‘Değirmenoluk’u örnek vermek istiyorum. Roditi çeviri sürecinde yer isimlerinin çoğunu koruyarak (conservation) yalnızca alfabetik olarak uyumlu hale getirmiştir (orthographic adaptation). ‘Değirmenoluk’ örneği ise bu bağlamdan farklılaşarak çeviride iki şekilde sunulmuştur ve ikincisinde eş anlamlı karşılığı (synonym) kullanılmıştır.
Deyirmenoluk, Abdi Agha’s village, is the largest of the village of Dikenli. (s. 4)
It comes from a spring known as the Mill Spring. (s. 4)
İnce Memed I eserinin İngilizce çevirisinde çevirmen olarak yalnızca Édouard Roditi’nin ismi geçer. Ben ise, Yaşar Kemal’in ilk eşi ve Roditi’nin de kuzeni olan Thilda Kemal ile çevirdiklerini Yaşar Kemal’in verdiği röportajlar vasıtasıyla keşfetmiştim. Çeviri sırasında tespit edilen bu gibi tutarsızlıklar, iki ayrı çevirmenin olup olmadığı tartışması ile ilişkilendirilebilir.
Kaynak ve erek dil, kültürel açıdan kıyaslandığında bir diğer kategori ise ‘günlük yaşam’. Yaşar Kemal; eserde yöreye ait yiyecek, içecek, kıyafet isimleri ve geleneksel oyunlar gibi birçok kültüre özgü kavrama yer vermiştir.
Ayran torbasına küçücük küçücük, mucuk dedikleri sinekler çokuşmuştu. (s. 51)
From the bagcontaining the yoghurt water was dripping. (s. 4)
Çevirmenin geleneksel bir Türk içeceği olan ‘ayran’ı, ‘yoğurt suyu’ olarak aktarması hedef kültürdeki bazı karşılıklarıyla açıklanabilir. ‘Ayran’ İngiliz kültürü açısından, en azından yayımlandığı dönem itibarıyla yaygın şekilde bilinmeyen, oldukça yabancı bir kelime; bu yüzden Roditi bilinen bir kelime olan ‘yoğurt’u kullanarak kelimeyi açıklamaya çalışmış olabilir. Son olarak, eserde büyük bir kelime haznesi bulunan ‘atasözü-deyim’ kategorisinden de çarpıcı bir örnek sunmak istiyorum. Yaşar Kemal; eserlerinde dilin zenginliğini, güçlü betimlemeleri ve kullandığı zengin kelime dağarcığı ile sunmuştur. Bazı deyimsel ifadelerin dünya çapında her dilde benzer karşılıkları bulunsa da bazıları sadece yöreye aittir ve yaşanmışlıklarla ortaya çıkmıştır. Roditi de bu karşılıklar için bazen eş anlamlılarını bazen telafi stratejisini (compensation) ve bazen de yerlileştirme (naturalization) kullanmıştır.
Koca yıldız yalp yalp ediyor, döndürüyorlarmış gibi kıvılcımlanıyordu. (s. 279)
The great sparkling star seemed to be whirling like a Catherine wheel. (s. 236)
Yukarıdaki örnekte çevirmenin ‘koca yıldız’ın dönerek kıvılcımlanmasını ‘Catherine wheel’ şeklinde yerlileştirdiğini görüyoruz. ‘Catherine wheel’ iki ayrı anlam taşımaktadır ve bunlardan ilki işkence tekerleğidir. İnsanlar bu tekerleğe ellerinden ve kollarından bağlanırlar ve tekerlek çevrildiğinde vücutları gerildiği için acı çekerler. Diğer bir anlamı ise yuvarlak bir havai fişek. Roditi, Türkçedeki deyimsel ifadeyi koruyarak aktarmaktansa hedef kültürde karşılığı olan ve benzerliği bulunan bir ifadeyle yer değiştirmiştir; yani yerlileştirmiştir.
Yapılan incelemede, sınıflanan kategorilerde 618 adet kültüre özgü kelime tespit edilmiştir. Aixelá’nın sınıflandırdığı mikro stratejiler göz önüne alındığında çevirmen, 118 kelimeyi koruma (conservation) stratejisi ve 500 kelimeyi yerine koyma (substitution) stratejisi kullanarak aktarmıştır. Bu durum Venuti’nin iki temel kavramıyla ilişkilendirildiğinde, Roditi’nin makro strateji kapsamında 500 kelime ile ‘yerlileştirme’ odağının baskın olduğunu göstermektedir. Öte yandan, ‘yabancılaştırma’ oranı 118 kelime ile %20 oranındadır. Tüm bu sayılar değerlendirildiğinde, çevirmenin kaynak kültüre ait kelimelerin büyük çoğunluğunu erek kültüre ait kelimelerle değiştirerek, silerek, sınırlandırarak veya genelleyerek aktarmayı tercih ettiği görülmektedir. Bu kelimelerin yalnızca %20’si Yaşar Kemal’in kullandığı kültüre özgü kelimeleri ve dil zenginliğini ‘yabancılaştırma’ stratejisi ile okuyucuya aktarabilmiştir.
Sonuç olarak, eserin çevirisi yapılırken Türk kültürünün izlerini korumaktansa erek kültür odak noktası haline getirilmiş ve Yaşar Kemal’in sahip olduğu dil zenginliği göz ardı edilmiştir; yani yerlileştirme daha çok tercih edilmiştir. Kültüre özgü kelimelerin ve metin içi unsurların doğası gereği çoğu kavramın evrenselleştirildiği de yapılan inceleme sonucunda görülmüştür. Bir açıdan çeviri eserde kaynak kültürün korunmaması ve çeviri şiddetine maruz kalmasından söz edebilecekken diğer yandan Türk kültürünün yeniden canlandırılması değerlendirmesinde bulunulabilir. Türk edebiyatının uluslararasılaşması; Türk kültürüne ışık tutmaya, kültürel değişim ve diyalog için yeni olanaklar yaratmaya yardımcı olmuştur. Bu nedenle Türk edebiyatı yazarlarının ve yayıncılarının daha fazla tanınması, dünya genelinde daha fazla okuyucu kitlesine ulaşması; Türk kültürünün daha da tanınır hale gelmesine yardımcı olacaktır. Daha fazla Türk yazarının eserlerinin dünya genelindeki dillere çevrilmesi, dünya kültürlerinin etkileşimi ve anlayışı için bir fırsat sağlayacaktır. Ayrıca Türk edebiyatının uluslararasılaşması, Türk toplumunun daha geniş bir perspektiften dünya ile iletişim kurmasına ve Türk kültürünün zenginliklerinin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyacaktır.
TÜBİTAK-2209- A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Desteği Programı kapsamında ‘Türk Kültürü ve Türk Edebiyatının Çeviri Yoluyla Uluslararasılaşması: İngilizcede İnce Memed I Üzerine Bir Analiz’ başlıklı bu inceleme, Türk kültürünün uluslararasılaşmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu projeyi hayata geçirmem için destek olan TÜBİTAK’a, proje fikrinden yazma sürecine her aşamada bana destek olan ve emeklerimin karşılığını almamı sağlayan sayın Dr. Muhammed BAYDERE’ye teşekkürü borç bilirim.
Kaynaklar
Aixelá, J. F. (1996). Translation, power, subversion (ss. 52-77). Multilingual Matters.
Kemal, Y. (1961). Memed, My hawk (2005 ed.). New York Review Books. Kemal, Y. (2020). İnce Memed I (57. baskı). YKY.
Kemal, Y. (2022). Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor: Alain Bosquet ile Görüşmeler. YKY.
Venuti, L. (1995). Translator’s invisibility: A history of translation. Routledge. Venuti, L. (2001). Strategies of translation. Routledge.