Çeviri Sektörünün İçinden: Oyun Yerelleştirmesi Üzerine Söyleşi-2

Çeviri Sektörünün İçinden: Oyun Yerelleştirmesi Üzerine Söyleşi-2

Bu söyleşi, bir oyun yerelleştirme şirketi olan Locpick’te proje yöneticisi olan Onur KÜÇÜK ile gerçekleştirilmiştir. Bu söyleşi amacı, hızla büyüyen oyun sektörünün çeviri endüstrisindeki konumunu ve sunabileceği fırsatları detaylı bir şekilde ele almaktır. Bu söyleşiyi gerçekleştirmek için motivasyonumuz, sektöre nasıl hazırlanabileceğimizi ve bu alanda deneyim sahibi kişilerin bilgilerinden ve deneyimlerinden yararlanarak kendi yolculuğumuzu oluşturmayı amaçlamaktır. Onur KÜÇÜK ve Locpick ekibine, bu söyleşiye ayırdıkları zaman ve katkıları için sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

1) Kısaca kendinizden ve eğitim geçmişinizden bahsedebilir misiniz? Halihazırda hangi pozisyonda çalışıyorsunuz?

O.K: Merhaba, adım Onur. İstanbul Üniversitesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık mezunuyum. Yaklaşık on üç senedir oyun yerelleştirmesi yapıyorum. Şu anda da Locpick’te proje yöneticisi ve QA Specialist olarak çalışma hayatıma devam ediyorum.

2) Locpick ile ilgili olarak kısaca bilgi sağlayabilir misiniz?

O.K: Locpick, 2016 yılında İstanbul’da kurulan bir oyun yerelleştirme şirketidir. Çalışmalarına Türkçe metin yerelleştirme, yerelleştirme kalite kontrolü, ses üretimi ve seslendirme hizmetleri ile başlamış olup Türkiye oyuncu topluluğunun, oyunları kendi dilinde oynamasını sağlayarak birçok oyuncuya engel olan dil bariyerini ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Epic Games, Riot Games, Blizzard Entertainment gibi oyun sektörünün önde gelen birçok uluslararası firmasının Türkçe yerelleştirme partneri olan Locpick, yeni partnerlikleriyle hızla büyüyerek 2021 yılında yerli şirket Hero Concept’in Mayhem Brawler isimli ödüllü oyununu dokuz farklı dile yerelleştirip çok dilli yerelleştirme hizmeti sunmaya başlamış, amaçlarına Türkiye oyun şirketlerinin yurt dışı pazarlarına açılmasına yardımcı olmayı da eklemiştir.

3) Bu sektöre giriş hikayeniz nasıl başladı ve devam etti?


 O.K: Kişisel hikâyem şu şekilde başladı: Üniversite son sınıfta finallerim biter bitmez gittiğim çadır kampında doğru düzgün çekmeyen bir internet bağlantısıyla Facebook’ta bir oyun firmasının iş ilanını görüp başvurdum. Daha doğrusu, bağlantı olmadığı için defalarca denedim ama mesajlarımın gidip gitmediğinden emin olamadım. Ancak ertesi gün benimle görüşmek istediklerine dair bir telefon aldığımda bunun cevabını öğrenmiş oldum ve apar topar İstanbul’a döndüm. Bir anda kendimi, çocukluğumdan beri en büyük hobilerimden olan bilgisayar oyunları sektöründe çalışırken buldum. Üstelik yaptığım iş de okuduğum bölümle alakalıydı. Yaklaşık beş buçuk sene oyun yerelleştirmesi ve yerelleştirme ekibi yönetimi yaptım. Ardından başka bir firmada benzer bir pozisyonda bir süre çalıştıktan sonra sektörden bir süre uzaklaştım. Ancak 2021 yılında Locpick’te çalışmaya başlayarak oyun yerelleştirme süreçlerine yeniden dahil olma fırsatını elde ettim.

Şu anda severek oynanan pek çok büyük oyunun yanı sıra bağımsız geliştiricilerin oyunları için de yerelleştirme projelerinde yer alıyorum.

4) Şu anda hangi dillerde ve alanlarda yerelleştirme işleri yapıyorsunuz?

O.K: Ağırlıklı olarak İngilizce-Türkçe dil çiftinde oyun yerelleştirme yapıyor olsak da firma olarak Avrupa, Orta Doğu ve Uzak Doğu dillerinde de oyun yerelleştirme yapıyoruz.

5) Oyun yerelleştirmesi sürecindeki rolünüz tek yönlü mü yoksa birden çok aşamada birden çok rolü gerçekleştiriyor musunuz?

O.K: Proje yönetiminin yanında çeşitli projelerde düzelti ve okuma aşamalarında da yer alıyorum.

6) Locpick dışında bireysel/kurumsal müşterilerle çalıştınız mı? Çalıştığınız projeler benzer nitelikte miydi?

O.K: Daha önce kişisel olarak yazılım ve web sitesi yerelleştirmeleri yaptığım oldu. Arayüz gibi teknik kısımlar benzer olsa da içerikleri hizmet verdikleri alanlara göre değişiklik gösteriyordu.

7) Oyun yerelleştirmesi alanını diğer çeviri/yerelleştirme alanlarından ayıran özellikler var mıdır? Kısaca değinebilir misiniz?

O.K: Oyun yerelleştirmesi diğer özel alan çevirilerinde olduğu gibi bir art alan bilgisi gerektiriyor. Oyunlarla ve teknolojiyle ilgisi olan kişiler her zaman işe birkaç adım önde başlıyor. Diğer alanlardan ayrılan tarafı da hedef kültüre ve hedef ürüne çok daha yakın bir çalışma yapma gerekliliği olabilir. Terim yaratım süreçleri, çevirinin genel tonu, diyaloglardaki sözcük seçimi gibi konularda doğallık, işlev odaklı olmak ve anlaşılırlık büyük önem taşıyor. Ayrıca oyuncular arasında yerleşmiş terimleri ve kullanımları bilmek büyük yarar sağlıyor.

Bunun yanı sıra teknolojiyle iç içe bir alan olduğu için sürekli yeniliklere ve gelişmelere açık olmak, ayrıca bu konuda gündemi takip etmek gerekiyor.

 8) Hangi bilgisayar destekli çeviri araçlarını (CAT Tools) kullanıyorsunuz?

O.K: Yerelleştirme çalışmalarımızda çoğunlukla MemoQ kullanıyoruz.

9) Oyun yerelleştirmesi, oyun geliştirme sürecinin hangi aşamasında yer almaktadır ve oyun yerelleştirmesini genel olarak özetleyecek olursanız hangi aşamalardan söz edebilirsiniz?

O.K: Geliştirici ve yayıncı firmaya bağlı olarak değişen bir durum aslında. Oyunun geliştirme sürecindeki içerik üretimine paralel ilerleyen bir yerelleştirme sürecinden de, oyun yayınlandıktan sonra başlayan yerelleştirme süreçlerinden de bahsetmek mümkün. Bu iki örnekle de sıkça karşılaşıyoruz.

Yerelleştirme süreci aşamalarını özetleyecek olursak:
 – Projenin analizi (kelime sayısı, süre hesaplamaları), referansların temin edilmesi ve çalışacak kişilerin belirlenmesi,

– Terimce oluşturma,

– Çevirinin tamamlanması,

– İlk okumanın ve düzeltilerin yapılması,

– Son okumanın yapılarak, projenin gerektirdiği şekilde müşteriye teslimi.

Bu süreçte geliştirici stüdyoya danışmamız gereken konular oldukça kendileriyle iletişim halinde oluyoruz.

 

10) Yerelleştirme sürecinde ne türden sorunlarla karşılaşıyorsunuz ve bunlara nasıl çözümler üretiyorsunuz?

O.K: Kültürel ve dilsel uyumluluk konusuna dikkat etmek gerekiyor. Kaynak metinde yer alan bazı kullanımların kültürel hassasiyetleri de göz önüne alarak çevrilmesi önem taşıyabiliyor. Bu tür şeyler dilde biraz cambazlık yapmayı gerektirebiliyor. Bu da hedef dile hâkim olmakla mümkün.

Bir başka sorun diğer tüm çeviri alanlarında insanların karşılaşabileceği iş yükünün verilen zaman için kabul edilebilir olması. Çeviri işi yapanlar genelde ‘acil’ başlıklı işlere alışkındır. Bu tür durumlarda en etkili şekilde planlama yapmak ve gerekiyorsa müşteri ile uzlaşma sağlamak çok önemli. Burada da iletişim konusu devreye giriyor.

11) Yerelleştirme sürecinde terminoloji yönetimi ve proje yönetiminin nasıl yapıldığı ile ilgili ve de kullanılan araçlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?

O.K: Terminoloji yönetiminde çoğu zaman kullanılan çeviri aracının Term Base (TB) özellikleri yeterli oluyor. Projede çalışanlar terim kararlarını birlikte alıyor ve bunları TB’e uygun şekilde ekliyor. Tartışmalı terimler içeren bazı büyük projelerde bu süreçte ekipçe toplantılar yapılması gerekebiliyor.

Proje yönetimi için iş akışları oluşturup paylaşabildiğimiz araçlar kullanıyoruz. Kullandığımız araçlar projede yer alanların eş zamanlı olarak akışı görmelerine olanak tanıyor.

 

12) Yerelleştirme sürecinde müşteri geri bildirimleri dikkate alınıyor mu? Eğer cevabınız evetse, nasıl?

O.K: Müşteri geri bildirimleri oldukça önemli. Örneğin, Türkçe dil bilgisiyle ilgili veya kültürel anlamda bariz sorun teşkil eden durumlar hariç geri bildirimleri dosyalarımıza uyguluyoruz. Müşteriyle her zaman iletişim halinde olmak, çeviri ihtiyaçlarını en sorunsuz şekilde karşılama yolunda büyük önem taşıyor.

 

13) Oyun yerelleştirmesi sektöründe makine çevirisinin nasıl bir etkisi söz konusudur?

O.K: Kullanılan metnin türüne göre farklılık gösterse de makine çevirisinin emekleme aşamalarının son safhalarında olduğunu düşünüyorum. Aynı dil ailesinden dil çiftlerinde çok iyi sonuçlar verse de bu yöntemin, İngilizce-Türkçe arasında hâlâ gidecek yolu var. Günümüzde Machine Translation Post Editing (MTPE) adı altında yeni bir iş türü oluştu. Bu da zamandan ve bütçeden tasarruf sağlamak adına makine çevirilerinin düzenlenmesine dayanıyor. Bu iş türünün aynı dil ailelerinin üyeleri arasında kullanımı yaygınlaşmaya başladı ancak dediğim gibi birbirine uzak diller için bir süre daha nispeten uğraştırıcı bir iş olarak kalacak gibi görünüyor. Tabii burada yapay zekânın konuya daha fazla el atması tüm bu durumu kökten değiştirebilir.

14) Hangi oyun türleri için yerelleştirme yapmak daha zor veya daha kolaydır?

O.K: Bu biraz oyunun kendisine de bağlı bir şey ancak örneğin bir rol yapma oyununda haliyle diğer türlere göre çok daha fazla metin yer alıyor. Bu da daha fazla kaynak ve emek kullanımı demek. Metin boyutu dışında hikâye ve sistemlerin karmaşıklığı, bağlamı, kullanılan dil ve üslup gibi parametreler de önem taşıyor. Ancak her ne kadar kendine has potansiyel zorlukları olsa da ilk bakışta bir mobil oyunu yerelleştirmenin daha kolay olacağını farz edebiliriz.

 15) Türkiye’de rağbet gören ve gelecekte de umut vadeden yerelleştirmeye konu oyun türleri hangileridir?

O.K: Şimdiye kadar özellikle ülkemizdeki oyuncuların rol yapma oyunlarından çok diğer türlere yatkın olduğuna dair bir yargı vardı. Oyuncuların oyun oynarken bir şey okumak istemediği, daha çok stres atmak ve kafa boşaltmak için oyun oynadıkları yanılgısı yaygındı. Ancak yerelleştirmesini bizim yaptığımız Disco Elysium ile bunun her zaman doğru olmadığını gördük. Çoğunlukla diyaloglardan ve monologlardan oluşan, bunlara verdiğimiz etkileşimlere bağlı olarak ilerleyen ve özgün yapısıyla tüm dünyada büyük ses getiren oyuna Türkiye’deki oyuncuların da ilgisi büyük oldu. Metin ağırlıklı bir oyunun da özenli bir şekilde Türkçeye kazandırıldığında ne kadar büyük ilgi çekebileceğini görmüş olduk.

Türlere çok saplanıp kalmadan ortaya güzel bir deneyim koyabilen her oyunun tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de rağbet göreceğini düşünmenin zamanı geldiğini düşünüyorum.

16) Son dönemde ortaya çıkan ChatGPT gibi uygulamaların oyun yerelleştirmesi sektöründe ve oyun geliştiricileri üzerinde nasıl bir etkisi olabilir?

O.K: Yapay zekânın son dönemde bu kadar hızlı ve ciddi gelişmeler göstermesi çoğumuzu şaşırtmış durumda. İçerik üretimiyle alakalı pek çok alanda inanılmaz sonuçlar veren yapay zekâ uygulamaları, çeviride de büyük değişimlere yol açmak üzere. Şu sıralar sektörde çeviri araçlarında çeviri belleği oluşturma ve basit metinleri yerelleştirme denemelerinin devam ettiğini görebilirsiniz. Çok yakın bir tarihte özellikle çok fazla yaratıcılık gerektirmeyen, kültürel katmanları nispeten az ve bağlamsal olarak çok karmaşık olmayan metinler yapay zekâ ile kolayca çevrilebilecek. Yine yukarıda da bahsettiğim gibi MTPE basamağını bu sürece eklemek gerekecek.

 17) Kurumunuzda çalışan yerelleştirme ekibi üyeleri genellikle hangi eğitim arka planına sahiptir? Bu sektörde yer almak için herhangi bir eğitim türü veya düzeyi gerekliliği söz konusu mudur?

O.K: Genel olarak mütercim tercümanlık, çeviribilim ve dil edebiyat gibi bölümlerden mezunları tercih ediyor olsak da başka bölümleri bitirip bu alana yatkın olan kişileri de bünyemize kabul edebiliyoruz. Çeviri işinin temelini oturtmuş, deneyimini veya yerelleştirmeye bakışını teorik bilgisi üzerine inşa edebilen, detaylar konusunda dikkatli ve kendini geliştirmeye açık herkesin bu sektörde yeri olduğunu söyleyebiliriz.

18) Oyun yerelleştirmesi sektöründe çalışmak için hangi kariyer yolları mevcuttur ve hangi bilgi ve beceriler gereklidir?

O.K: İlk olarak çevirmen, editör/düzeltmen (reviewer) gibi pozisyonlar akla gelse de şirketin büyüklüğüne göre iş geliştirme uzmanı, iletişim/halkla ilişkiler uzmanı, sosyal medya uzmanı, muhasebeci, insan kaynakları, yönetici gibi pozisyonlarda da istihdam sağlanıyor. Tabii bunlar için ilgili bölümleri bitirmiş olmak ilk öncelik.

Yerelleştirme kısmında çalışacaklar için de daha önce bahsettiğim bölümlerden mezun olmak ve/veya çeviri ve yerelleştirme deneyimine, çeviri araçları kullanma becerisine sahip olmak önemli.

 19) Bu alanda gereken bilgi ve becerileri kişinin kendi kendine öğrenme yoluyla geliştirmesi mümkün müdür?

O.K: Böyle bir şey mümkün olsa da ilgili alanlarda eğitim almanın önemli olduğunu söyleyebiliriz.

 

 

 20) Günümüzde yaşanan hızlı teknolojik ve dijital gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda, oyun yerelleştirmesi alanına yeni giren veya girmek isteyen kişilere neler tavsiye edersiniz?

O.K: Bu konuda art alan bilgisi çok önem taşıyor. Dil ve çeviri üzerine başarılı biri için bile gerçekten oyunlara ve teknolojiye ilgisi yoksa, fantastik yazından çok uzaksa oyun yerelleştirme süreci oldukça zorlu geçiyor. Bunu deneyimleyerek çok kez görme fırsatımız oldu. Bununla birlikte çeviri araçları ve yardımcı yazılımlarla iç içe olduğumuz için teknolojiyle yakından ilgili olmak ve yeniliklere açık, öğrenmeye hevesli olmak çok önemli.

Authors

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x
()
x