Thomas Hardy’nin “The Withered Arm” Adlı Kısa Öyküsünden Bir Kesit

Thomas Hardy’nin “The Withered Arm<” Adlı Kısa Öyküsünden Bir Kesit

Merhaba, ben Belemir Birinci. Karadeniz Teknik Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü 2022 mezunuyum. Sizlerle bitirme tezim için çevirisini ve incelemesini yaptığım Thomas Hardy’nin “The Withered Arm” isimli kısa öyküsü üzerine bir paylaşımda bulunmak istiyorum.

Orijinal ismi “The Withered Arm” olan bu kısa öykü, Hardy’nin hikâyelerinin toplandığı “Wessex Tales” kitabında basılmıştır. Çeviri sürecine başlamadan önce yazarı tanımak oldukça önemliydi. Bu nedenle, Hardy ile onun dönemine bir yolculuk yaptım. Öncelikle, o dönemdeki İngiliz edebiyatının özelliklerini inceledim, ardından Hardy’nin edebî duruşunu ele aldım. Bunu hem Hardy’nin diğer eserlerini inceleyerek hem de Hardy hakkındaki görüşleri ve eleştirileri inceleyerek gerçekleştirdim. Bununla birlikte Hardy’nin Türkçeye çevrilen diğer eserlerini de inceledim. Daha sonra hikâyenin içerisinde kaybolmam gerekiyordu. Bunun için öncelikle, dijital ortamda bile olsa eserin orijinal hâline ulaştım ve öyküyü tekrar okudum. Daha sonra eserin uyarlandığı tiyatro, film, müzikal gibi farklı dallar olup olmadığını inceledim. Eserin farklı uyarlamalarını incelemek, esere tam anlamıyla hâkim olmak için önemliydi. Çünkü bu eseri Türkçeye çevirecek olan ilk çevirmen ben olacaktım.

Öyküyü çevirmeye başladığımda beni en çok zorlayan nokta, belki de hikâyenin yazıldığı dönem ve günümüz arasındaki zaman farkını doğru bir şekilde yansıtabilme kaygısı oldu. Hardy’nin sahip olduğu edebî duruşu, Türkçe dilini kullanan okuyucuya doğru bir şekilde ve değiştirmeden aktarmak zorundaydım. Üstelik iki kültür arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurmam gerekiyordu. Öykünün gotik ve soyut kurgular içeriyor olması da çeviri sürecinde fazla zaman ayırmam gereken hususlardı.

Sizlere bitirme tezim için çevirisini ve incelemesini yaptığım, Hardy’nin orijinal ismi “The Withered Arm” olan ve Türkçeye “Çürüyen Kol” olarak çevirdiğim kısa öyküsünden bir kesit sunacağım.

“Gece gördüğü rüyadan kalan izlenim hâlâ güçlüydü. Brook neredeyse ziyaretçisinin yüzünde kırışıkları, küçümsemeyi ve zalimliği görmeyi bekliyordu. Kaçmak mümkün olsaydı bu karşılaşmadan kaçacaktı. Ancak kulübenin arka kapısı yoktu ve çocuk bir anda Bayan Lodge’un nazik vuruşuyla kapının sürgüsünü açmıştı.

“Sanırım doğru eve geldim” dedi delikanlıya bakıp gülümseyerek. “Ama sen kapıyı açana kadar bundan emin değildim.”

Kadının şekli ve davranışı hayaletinki gibiydi; ama sesi öyle tatlı, bakışı o kadar çekici, gülümsemesi öyle yumuşak, Rhoda’nın gece yarısı ziyaretçisininkinden o kadar farklıydı ki, Rhoda duyularının ona anımsattıklarına inanamadı. Yapmaya meyilli olduğu gibi bir tiksinti içinde saklanmadığına gerçekten memnundu. Bayan Lodge, sepetinde çocuğa söz verdiği gibi bir çift pabuç ve işine yarayabilecek başka eşyalar getirdi.

Rhoda’nın kalbi, ona ve kendisine karşı duyduğu bu şefkatli duygular üzerine acı bir şekilde sızladı. Bu masum genç kadın ondan kötü sözler değil, iyi dilekler duymalıydı. Onlardan ayrıldığında, ortamdaki ışık sönmüş gibiydi. İki gün sonra, tekrar gelip ayakkabıların olup olmadığını sordu ve iki haftadan daha kısa bir süre sonra Rhoda’yı tekrar ziyaret etti. Bu sırada çocuk evde değildi.” (Hardy, 1888: 35-36

“The impression remaining from the night’s experience was still strong. Brook had almost expected to see the wrinkles, the scorn, and the cruelty on her visitor’s face. She would have escaped an interview, had escape been possible. There was, however, no backdoor to the cottage, and in an instant the boy had lifted the latch to Mrs. Lodge’s gentle knock.

“I see I have come to the right house,” said she, glancing at the lad, and smiling. “But I was not sure till you opened the door.”

The figure and action were those of the phantom; but her voice was so indescribably sweet, her glance so winning, her smile so tender, so unlike that of Rhoda’s midnight visitant, that the latter could hardly believe the evidence of her senses. She was truly glad that she had not hidden away in sheer aversion, as she had been inclined to do. In her basket Mrs. Lodge brought the pair of boots that she had promised to the boy, and other useful articles.

At these proofs of a kindly feeling towards her and hers Rhoda’s heart reproached her bitterly. This innocent young thing should have her blessing and not her curse. When she left them a light seemed gone from the dwelling. Two days later she came again to know if the boots fitted; and less than a fortnight after that paid Rhoda another call. On this occasion the boy was absent.” (Hardy, 1888: 35-36).

Kaynak: Hardy, T. (1888). The withered arm. Wessex tales (ss.26-58). New York: Franklin Square.

https://babel.hathitrust.org/cgi/pt?id=uc2.ark:/13960/t3jw8700g&view=1up&seq=1&skin=2021

Görsel: https://hardyonline.org/welcome-2/withered-arm-landscape/

Author

0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Notify of
guest

0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x
()
x